Obezite tedavisinde kullanılan 5 yöntemi anlattı..

dr-ayse-seda-demirel-obezite-tedavisindeki-5-yontemi-anlatti

Elma ve armut tipi olmak üzere başlıca 2 tip şişmanlık olduğu bildirildi.


08 Haziran 2019 01:26

Fazla kilolar, şişmanlık ve az yukarısı obezlik, git gide dünya geneline yayılmış büyük bir sağlık sorunu haline geldi. Eskilerde sadece gelişmiş ülkelerde görülen bu obezite, artık kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor. Ancak bu ifadenin kimi zaman gelişigüzel kullanıldığına da rastlıyoruz.

Acaba balık etli olmaktan başlayıp obezliğe uzanan bu skalada, teknik olarak "obez" tanımı nerede başlıyor?

Bu sorunun cevabını İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Ayşe Seda Demirel'in toplumda gittikçe bozulan beslenme düzeni ve obezite salgını konusunda yaptığı açıklamalarda buluyoruz.

Belirleyici olan Vücut Kitle İndeksi..

Dr. Ayşe Seda Demirel şöyle anlatıyor;

“Ne yazık ki, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde de kilolu ve şişman kişi sayısının sanki bulaşıcı bir hastalık salgını gibi hızla arttığını gözlemliyoruz.

Obezite tanısında en sık kullanılan kriter vücut kitle indeksidir (VKİ). VKI erişkinlerde kg. cinsinden ağırlığın metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle ortaya çıkan rakamdır.

Vücut Kitle İndeksi;

18.5 - 25 arasında olanlar normal,

25 - 30 arası olanlar fazla kilolu,

30’un üzerinde olan kişiler ise obez

olarak değerlendirilmektedir.

Aslında bu kaba bir rakamdır ve vücuttaki yağ miktarını her zaman doğru olarak yansıtmayabilir.Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Obezite tanısında daha hassas metotların kullanılması gerektiği konusunda devam eden tartışmalar mevcuttur.”

VKİ için bir örnek hesaplama yapalım. Diyelim ki boyunuz 1.70 cm ve kilonuz da 72 kilogram. Boy uzunluğunun karesinin 1.70x1.70=2.89 olduğunu buluyoruz. Vücut ağırlığı olan 72 kilogramı bu değere böldüğümüzde (72/2.89) ortaya çıkan değer 24.9.

Yukarıda verilen VKİ skalasına baktığımızda ise bu kişinin fazla kilolu olma sınırının hemen yanı başında olduğunu görüyoruz. Neredeyse 1.5 İskender mesafesinde!

İki tip şişmanlık var..

Dr. Ayşe Seda Demirel şişmanlığın iki grupta toplandığını söylüyor ve şöyle açıklıyor;

 "Yine de sadece tartı ağırlığı fazla olan kişilerin hepsinin şişman olarak da kabul edilmeyeceği; kas gelişimi fazla olan kişilerde de tartı ağırlığının yüksek olarak saptanacağı da göz önünde bulundurulmalıdır.

Şişmanlık kabaca elma ve armut tipi şişmanlık olarak iki grupta değerlendirilebilir, elma tipi şişmanlıkta vücut yağlar daha çok orta bölgede (karın-bel) toplanması ile karakterizeyken, armut tipi şişmanlıkta vücuttaki fazla yağların daha aşağıdaki bölgelerde depolandığı (kalça) ve vücuda daha yayılmış olarak bulunduğunu gözlenir.

Özellikle bel çevresi genişliği olan ve vücut yağları karın bölgesinde toplanan elma tipi şişmanlığı olanların Metabolik Sendrom ve kapsadığı kronik hastalıklar açısından (diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, hipertansiyon, hiperlipidemi) daha büyük tehdit altında olduğu unutulmamalıdır.

Obezitede özellikle karın yağları arttıkça, bel çevresi genişledikçe, serbest yağ asitlerinin karaciğere geçişi de artmaktadır ve bu da insülin direncine yol açmaktadır.”

Dünyada ve Türkiye'de obezlik..

Küresel Hastalık Yükü Uluslararası Araştırma Grubu tarafından yapılan araştırma ile ilgili bilgiler paylaşan Uzm. Dr. Ayşe Seda Demirel,

“1980- 2015 yılları arasında 195 ülkenin verilerini kapsayan geniş bir çalışmanın sonuçlarına göre, 2015 yılı itibarıyla dünyada 108 milyon çocuk ve 604 milyon erişkinin obez olduğu, obezitesi olanlara fazla kiloluların sayısı da eklendiğinde toplam nüfusun 2.2 milyarı geçtiği gösterilmiştir.

Özellikle çocuklardaki obezite artış endişe vericiyken çocuk ve erişkin obez hasta sayısının 1980’den beri 73 ülkede iki katına çıktığı görülmektedir.

Ülkemizde de durum çok farklı değil; ülkemizde her 3 erişkinden biri obez (şişman), biri fazla kilolu ve sadece biri normal vücut ağırlığında.

Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre Türkiyenüfusunun %33’ü obez. Çocuklar arasında da obezite sıklığı, hiperlipidemi ve insülin direnci gibi metabolik sorunların hızla artması ülkemizin yarınki gençleri için sağlıktatehlike çanlarının çalınmasına neden oluyor.” dedi.

Obezite nasıl tedavi edilir?

Uzm. Dr. Ayşe Seda Demirel, Obezite tedavisinde kullanılan yöntemlerin 5 grup altında toplandığını söyledi ve şöyle açıkladı;

1. Tıbbi beslenme (diyet) tedavisi

Diyet mutlaka kişiye özgü ve enerji açığı oluşturarak vücut yağ depolarında azalma sağlayacak bir diyet planlanmalıdır. Kas kaybı olmadan yağ depolarında azalma sağlanmalı, vitamin ve mineral kaybına karşı dikkatli olunmalıdır.

Pek çok defa günde 500-600 kalori kısıtlaması yapıldığında haftada 0.5 kg ve 6 ayda yüzde 10 kadar bir zayıflama ortaya çıkar. Gün içerisinde alınan toplam enerji alımı kısıtlamak için birçok obez öğün atlamakta, ancak açlık dürtüsü daha sonra daha fazla yedirmekte ve gıdaların yağ yakıcı özellikleri de böylece azalmaktadır.

Günlük kalorinin bölünerek kahvaltıda yüzde 20-25, öğle yemeğinde yüzde 30-35, akşam yemeğinde yüzde 30-35 oranlarında sık yemek yenilmesi çok daha uygundur ve açlık hissinin de böylece baskılanmış olacaktır.

2. Egzersiz tedavisi

Fiziksel egzersiz öncesinde mutlaka kalp ve solunum kontrollerinin yapılması gerekir.

Başlangıçta günde 30-45 dakika, haftada 3-5 gün orta derecede fiziksel aktivite için teşvik edilmelidir. Haftada 2 bin kalori harcamak için yaklaşık haftada 7 saat (420 dk) ritmik ve tempolu yürüyüş yapmak gerekir.

Fiziksel aktivite sırasında yaralanmalardan kaçınmak da önemli. Aşırı obez bir kişinin kendine zarar vermemesi için basit egzersizlerle fizik aktiviteye başlaması ve dereceli olarak artırılması önerilir. Yeni bir fiziksel aktivite rejimine başlamadan önce mutlaka kontrollerin yapılması gerekir; kişinin yaşı, eşlik eden kronik hastalıklar önceden değerlendirilmelidir.

Günlük yaşamda yürüme mesafesindeki yerler için taşıt kullanılmaması, otobüsten bir durak önce inilmesi, asansör yerine merdiven kullanılması, arabanın mümkün olduğunca uzak yerlere park edilmesi yararlı olabilir.

Obezlerin çoğu egzersize emniyetli olduğu için yürüme ile başlar. Haftada 3 gün 10 dk. yürüyüş ile başlanır. Haftada en az 5 gün 30-45 dk’ya artırılır. Yüzme de yaralanmadan yapılabilecek en iyi egzersizlerdendir.

3. Davranış değişikliği tedavisi

Kendi kendini gözlemleme, yemek yeme uyaranının farkına varmak ve onun yerine alternatif bir davranış geliştirmek obezlerin davranış değişikliği geliştirmelerinde çok önemlidir.

Bu değişimin gerçekleştiği zamanlarda pekiştirme, kendi kendini ödüllendirme ve böylece de bilişsel yeniden yapılandırmayı sağlamak gerekir. Sosyal destek alınması da sürece yardım edecektir.

4. Farmakolojik tedavi

Obezite tedavisinde kullanılacak ilaçlar hafif ve orta derecede ağırlık fazlalığı olan bireyler için uygun değildir. Kullanılan ilaçların, sağlık yönünden güvenirliliğinin saptanmış olması, obeziteye neden olan etiyolojiye uygun bir etki göstermesi, kısa ve uzun dönemde önemli yan etkisinin olmaması ve bağımlılık yapmaması ve bu tür ilaçların mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gerekliliği büyük önem taşımaktadır.

Obezite tedavisinin başarılı olması için hastanın ilaç tedavisinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz tedavisini sürdürmesi ve düzenli olarak kontrollere gelmesi gerekmektedir.

5. Son seçenek olarak cerrahi yöntemler de düşünülebilir.


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz