Uğur Dündar bir eczacı kalfasını yazdı.. Okuyun içiniz ısınsın..

ugur-dundar-bir-eczaci-kalfasini-yazdi-okuyun-iciniz-isinsin

Sözcü Gazetesi yazarı Uğur Dündar'ın bugünkü köşe yazısından..


27 Mart 2020 12:38

Sözcü Gazetesi yazarı Uğur Dündar yazdı; bir eczacı kalfasının (şimdilerde eczane teknisyeni deniyor) kısa öyküsünü, "Felaket günlerinde bir kahraman" başlığıyla..

Fazla söze gerek yok, koyduğumuz başlıkta da dediğimiz gibi, okuyun içiniz ısınsın..   

Uğur Dündar'dan naklen;

Koronavirüs haberlerinin, giderek daha vahim bir görünüm alan günlük vaka ve can kaybı sayısının içinizi kararttığını ve yüreğinizi yaktığını biliyorum. O nedenle bugün size güzel bir olaydan ve bir kahramandan söz edeceğim.

Koronavirüs felaketinin yakından tanıma fırsatını verdiği koca yürekli, gerçek bir kahramandan…

Biliyorsunuz günlerdir ıssız bir Ege kıyısında, koronavirüse karşı en güçlü kozumu kullanıyor ve ona yakalanmamak için kendime karantina uyguluyorum.

Yakınımızda bir eczane var. Çalışanlar eksik olmasınlar, gerektiğinde istediğimiz ilaç ve tıbbi malzemeyi tecritte olduğumuz eve kadar getiriyorlar. Anlatacağım kahraman, işte bu eczanenin kalfası…

Bir akşam, tam eczaneyi kapatmaya hazırlanırken, yasak nedeniyle benim gibi sokağa çıkamayan, daha önceden tanıdığı bir kişi arayıp, gazlı beze ihtiyaçları olduğunu söylüyor. Kalfa hiç tereddüt etmeden, “Ben getiririm” diyor. Eczaneyi kapattıktan sonra arabasına atlayıp evin yolunu tutuyor. Sosyal mesafeyi koruyarak gazlı bezi teslim ettikten sonra, tam ayrılmak üzereyken 70 yaşındaki adam sesleniyor:

“Senden rica etsem şu anahtarla benim arabamın ön kapısını açar mısın?..”

Kalfa açıyor. Bir de ne görsün? Sürücü koltuğunda içi Euro dolu bir naylon torba!

“Bunu mu istiyorsunuz” diye sorunca, hiç beklemediği bir cevapla karşılaşıyor:

“Hayır. Senin almanı istiyorum. Çünkü sen dürüst bir insansın. Bu parayı sakla. Eğer ben veya eşim hastalanırsak, gereken harcamayı oradan yaparsın. Biz sağ kalır, para da artarsa, nasıl olsa sen yemez, bize verirsin!..”

Kalfa ne diyeceğini bilemiyor. Birkaç kez yutkunduktan ve ağlamamak için kendini zor tuttuktan sonra, kendisine duyduğu güvene teşekkür ediyor ve titrek bir ses tonuyla “İnşallah bunlara hiç gerek kalmayacak” diyebiliyor.

O gece gözüne hiç uyku girmiyor. Ertesi sabah erkenden patronuna gidip, olayı yaşlı gözlerle anlatıyor.

“İnsanlık hali, ya bana da bir şey olursa…” diyerek, birlikte saydıkları 14 bin Euro'yu çelik kasaya koyuyorlar.

Kaynak için tıklayınız


Facebookta paylaş Twitterda paylaş


Bu haberleri de okumak isteyebilirsiniz :

Okuyucu yorumları
Bu habere henüz yorum girilmemiştir.
Yorum yaz